Köşe Yazıları

Mustafa TAVUS: Kıssadan Hisseler

Yusuf a.s kıssası Yusuf suresi:

Hz. Allah 111 ayeti kerimeyi ihtiva eden Yusuf suresi ile Hz. Peygamber a.s’ i en güzel kıssa ile aydınlatmıştır.

Süreyi celile akıl sahiplerini tarihin tecellilerini tefekküre davet ediyor.

Her bir ayet tarihi gönüllerimize yansıtan birer ekran olarak görev yapıyor. Başlangıçta bu surede apaçık bildirilen kitabın ayetleridir. Buyruluyor. Hz. Allah kitabını kendi tanıtıyor anlayanlar tabi olanlar anlamayanlar ise pişman olacak olanlardır. Şüphe yok ki biz onu Arapça kuran olarak indirdik umulur ki siz akıl sahipleri güzel anlarsınız. Buyuruyor Kuran’ın muhatabı akıl sahipleridir. Dinin tarifinde: (Din, ilahi bir kanundur ki ona. Akıl sahipleri, neticesinde hayır umarak  kendi iradeleri ile tabi olurlar).Hz Allah akıl sahiplerine düşünme emri verdikten sonra “ Biz sana bu kuranı vahyi  etmemizle en güzel kıssayı naklediyoruz” buyurmaktadır. Geçmiş ümmetlere ait kıssalar arasında en ibret bahş en mühim kıssa olduğu bilgisini kıssanın başında Cenabi Hak beyan ediyor. Burada anlatılacak bir meselenin öncesinde ehemmiyetine dikkat çekme usulünü öğreniyoruz. Kur’an diliyle anlatılan kıssada işaret edilen mesajları iyi okuyup anlamak fert ve millet olarak alınacak derslerden hisse çıkarmak akıl  sahiplerinin görevlerindendir. Hz Yusuf’un bir rivayetle 11 başka bir rivayete göre 17 yaşında iken kadir gecesinde gördüğü bir rüyada 11 yıldız, ay ve güneşin kendisine secde ettiğini babası Hz Yakup’a anlatır. Babası ‘Oğul cazım bu rüyayı kardeşlerine haber verme onların kıskançlık duyguları ve şeytanın saptırması ile sana bir zararları olabilir’ der. hz Yusuf süresinin başında Cenabi-ı Hak “ Ant olsun ki Yusuf ve kardeşlerinde sual edenler için nice ibretler vardır. Bu ibretlerden ders almak akıl sahiplerinin işidir”. Yusuf a.s kıssasının bir sure halinde Hz Muhammed’ s.a.e takdim edilişi Ümmet-i Muhammed’in ali menfaatlerine işaret ediyor. Hz Yusuf ’un kardeşlerinin haset edip Hz Yusuf’un hayatına kast etmeleri ve sonunda Allah’ın yardımıyla haset edenlerin Hz Yusuf’a muhtaç hale gelmeleri Hz Muhammed a.s ‘ın yakınlarının hasetlerine karşı bir nasihat arz ediyor. Efendimizin  tebliği ile bütün müminlere  hasede karşı sabır ve tevekkül göstermelerine nasihat ediyor. Yusuf a.s’ın kardeşleri, babaları Yakup a.s’ın , Yusuf ve Bünyamin-ı  kendilerinden çok sevdiği gerekçesiyle Yusuf a.s yi ortadan kaldırıp babalarının kendilerine bakması içtihadı ile bu işe giriştiler. Hâlbuki Yusuf a.s küçük ve annesi Rahil’inde  vefat etmesi babasının ona karşı sevginin kaynağını teşkil ediyordu. Netice itibari ile sevgi bekleyenler yok etmek istedikleri Hz Yusuf ’un sevgisinin  kat kat babalarının kalbınde artmasına vesile oldular.  .Kıssanın tahakkuk şekli on birinci ayetle başlıyor. Kardeşleri Yusuf ’u kıra meyve yiyip yeşilliklerde hava alması gibi beşerin hoşlanacağı nedenlerle babalarında istediler .Hz Yakup a.s “ onu götürmeniz beni mahzun eder” dedi isede duygu sömürüsü ile “Bize güvenmiyorsun” dediler. Vaktaki müsaadeyi alıp Hz Yusuf’la beraber sahraya gittiler .Yol boyunca ona eza edip gömleğini çıkarttılar. İlerisi için bir felaket gören Hz Yusuf a.s teslimiyetinin mükafatı İlah-i Vahye mazhar kalbi huzura gark oldu. Allah dostu der “ Beşer zulmeder Allah adalet eder”.

Olayı planladıkları gibi yaparlar Yusuf ’u kuyuya atarlar. Dönüş senaryosu ise ağlayan feryat eden kardeşler babalarına maruzat olarak haberi şöyle aktarırlar “ biz aramızda koşu müsabakası düzenledik Yusuf ’uda elbiselerimiz ve yiyecek lerimizin başında bıraktık. Az bir zaman sonra döndük ki Yusuf yok kurt kapmış. İşte kanlı gömleği” dediler. Hz. Yakup a.s onlara dedi ki “ Bu nasıl kurt ki gömleği parçalamadan Yusuf’umu parçaladı. Hayır Yusuf ’um gördüğü rüyadaki ali mevkilere gelecek  bana  düşen güzel bir sabırdır”.
Çünkü sabır Hz Allah’a ilticadır. İnsan Kudret ve Kuvvet sahibi Allah’a sığınmakla en akıllı işi yapmış olur. Sonra üç gün kadar kuyuda bir taş üzerinde kalan Yusuf’u bir kervanın sucusu su çekmek üzere kuyuya kovasını salar “İşte bir köle” deyip bir ganimet, bir ticaret sermayesi sevinci ile bağırır  kovanın ipine sarılmış bir halde hz yusufu yukarı çeker . ve Sonra bir mısırlıya değersiz bir bedele sattılar.

Buradaki bizim hissemiz ise, insan değer verdiği şeyden değer verdiği kadar istifade eder. Geriye ise koca bir pişmanlık kalır. Burada başka bir rivayet suikastın boyutuna ışık tutma bakımından arz ediliyor. Hz. Yusuf kuyuda iken her gün ona ekmek getirip atan Yahuda  ismindeki kardeşi üçüncü gün Yusuf’u kuyuda göremeyince kardeşlerine haber verdi. Suikastçılar hep beraber arayıp bir kervanda buldular ve “ Bu bizim elimizden  kaçmıştır şimdi bunu size satalım “deyip kervana sattılar.Hz Yusuf a.s kendisine bir suikast yapılır endişesi ile ses çıkarmadı.

Hz. Yusuf’u Mısıra götürüp bir ganimet edası ile satılığa çıkardılar. Mısır’ın Maliye veziri  satın aldı. Böylece Hz. Yusuf’un rüyasının hayata intikali kendisini gösterir. Kuyudan kervana kervandan saraya yükseliş başlamış olur.

Bize yansıyan ise bir kul hakkında Allah’ın kararı önemlidir. Bizde önemli olana önem vermeliyiz. Düşmanlarımızın kararı moralimizi bozup bizi acze düşürmemeleridir. Allah’a güvenmek ona ram olmak en çıkar yoldur.

Ayet 22’den itibaren Hz. Yusuf’un imtihanı zorlaşıyor. Çünkü yüksek makamlar ağır imtihanlarla elde edilir. Hz. Yusuf ergenlik çağına erişir ve hanesinde bulunduğu kadınla imtihan olur. Kadın kapısını kitlediği odada nefsinin muradını elde etmek için hadi gel davetine Hz. Yusuf ise “Allah’a sığınırım” dedi Hz Peygamberimiz Muhammet a.s’ın dualarından biride “ Rabbim beni göz açıp kapayana kadar bile nefsimin eline bırakma” .Bu hadise ile bu duayı birleştirince bize düşen  bu duayı çok tekrarlayıp mucibince amel etmektir. Hz. Yusuf odadan çıkmak için kapıya koşar .Kadında engellemek için gayret ederken Yusuf’un a.s gömleğini arkadan çeker ve hz Yusuf’un gömleği yırtılır.

Bu boğuşma esnasında kocası aziz-i mısırı kapının yanında rastladılar ve kadın Yusuf’u suçlamaya başlar. Fakat ruhen çok sevdiği içinde kocasının onu öldürmesinden korkar  ve cezasını hapis olarak kendisi önerir. Hz. Yusuf bu iftira karşısında “o benim nefsimden murat allamak istedi” der   Kadının yakınlarından olan bir şahidin önerisi “Eğer Yusuf’un gömleği önden yırtılmış ise Kadın haklıdır .Arkadan yırtılmış ise Yusuf haklıdır” Takdiri neticesi ile Yusuf a.s haklı olduğu ortaya çıkar. Kadının  kocası Yusuf’a haklılığının karşısında ricası bu meseleyi kimseye söylememesi  oldu. Hanımına da tövbe etmesini tavsiye etti.

Zaman içinde mısırda mesele duyuldu. Bir takım kadınlar Zeliha’yı tenkit etti. Zeliha’nın bu tenkitleri duyması üzerine bir plan kurdu .Evinde bir ziyafet verdi ve Elma cinsinden kesilecek yemişler ve bıçaklarla misafirlerini ağırladı .O esnada Yusuf’u içeri aldı .Yusuf’un hüsnü cemali  (güzel yüzlü) oluşuna  hayran kalan kadınlar ellerini kesti ama  Yusuf u görmeleri acılarını unutturdu. Denilir ki  ölüm anında Hz. Peygamber a.s cemalini  müşahede eden bahtiyar ml’minler de onun hüsnü cemalinden duyacakları zevk ile ölüm acısını unutacaklar. Bizlere nasıp etmesini mevtadan dızlıyorum.

Kendisini tenkit edenlerin huzurunda Yusuf’ için  “eğer talebimi yerine getirmezse zindana atılacaktır” der. Yusuf a.s zindan benim için bu davetten daha hayırlıdır büyürür. Buradaki dersimiz: nefsin gayretiyle onun tahriklerine uyup zalim olmamak imanı bir davranıştır. zıra   karanlıklar  üzerine güneş doğar  ve hadiseler gün yüzüne mutlaka bir gün çıkar. .Bu bütün haramlar için geçerli bir örnektir. “Rabbim bizi yoldan çıkaracak günaha sevk edecek kimselerden uzak eylesin ve  Kendine yakın eyle” AMİN.

Hz. Yusuf nefsani teklifin bedeli olarak zindana girdi. Beraberinde iki gençte  başka nedenlerle zindana girdiler Yusuf a.s arkadaşların  dini ilahiye davet niyeti ile  rüyalarını tabir ediyordu. Zindandaki iki gencin rüyalarını  bu niyetle tabir eder ve birine derki “sen zindandan kurutularak ”.Hükümdara sakılık edeceksin   haberini  verir ve “Beni efendinin yanında yad et. Mısır hükümdarına benim haksız yere masumane zindana atıldığımı haber ver” dedi.  Şeytan  bu malumatı unutturdu ve senelerce zindanda kaldı. Vaktaki Hükümdar bir rüya görür Tabiri için bilginleri toplar fakat netice alamaz . bu arada zindandan çıkan ve Yusuf’u unutan genç Yusuf’u hatırlar ve müsaade alarak zindana gider. Hükümdarın gördüğü rüyayı anlatır  Hz. Yusuf mazhar olduğu vahiy ve ilham neticesi Tevil eder ve verdiği bilgi istikametinde ambarlar dolar bolluk olur. Bu husustaki ayetler rüyaları tabir etmenin cevazını  göstermektedir. Hükümdar kendisinden istifade ettiği Hz. Yusuf’u zindandan çıkartıp yanına getirtmek üzere sakılık yapan genci  gönderir fakat Hz. Yusuf hemen zindandan çıkmaz ve elçiye” efendine dön ve ellerini kesen kadınların muradı ve bana iftira eden Zeliha’nın ifadesini ibra etmeden çıkmam” der .Hükümdar Hz. Yusuf’un teklifini yerine getirip Hz. Yusuf’un temiz olduğunu itiraf eden şahitlerin şehadeti ile Yusuf zindandan çıkar. Burada alacağımız hisse ise hangi makam olursa olsun o makama takdim edilen kişi  töhmetli mevkilerden kaçınsın.53. ayette Hz. Yusuf insanlığa haykırarak diyor ki “ Ben nefsimi temize çıkartmam şüphe yok ki Nefis fenalıkları pek ziyade emretmektedir”   İnsanın nefsi yanında, onun yaptırmaya çalıştırdığı tahribatlara arka çıkmamalı, avukatlığını yapmamalıdır. Çünkü nefis  süt emen çocuğa benzer. Emdikçe iştahı gelir nefis de   kötülükleri emreder insan yaptıkça devamını emreder.  . Daha sonra Hükümdarın emri istikametinde bir heyet zindana geldi ve Hz .Yusuf’a dediler Hükümdar seni yanına davet ediyor. Kendine tahsis et tığı  yakınlarından  yapacak. Hz .Yusuf a.s  saraya geldi hükümdarla sohbet etti ve hükümdar ona bizim yanımızda mevki ve emanet sahibisin ülkemizin idaresi hakkında payın nedir bize bildir. Bunun üzerine Hz. Yusuf “beni yurdun hazineleri üzerine memur et ben iyi koruyucuyum bu konuda bilgi sahibiyim” dedi. Bu sırada Zeliha’nın eşi Maliye nazırı da vefat etmişti ve Hz. Yusuf  Mısır Maliye nezaretine tayin edildi .Muradı ilahi tecelli edince önündeki engelleri kaldırır. Kulunu hapisten çıkartır milletin kurtuluşuna medar olacak vazifeleri tahmil eder böylece Nusret-i İlahi tecelli etmiş olur. Hz. Yusuf’un zindandan  vezirliğe yükselişi günümüze tarihin tecellisini yansıtıyor. Hz. Yusuf layık olduğu mükafata kavuştuktan sonra emanet edilen maliye Nazırlığını adilane kullanır.

Rüyanın tabiri istikametinde 7 senelik bolluğu menfaat a   çevirir depoları buğday ile doldurur ve sonra 7 senelik kıtlıkla Mısır , Şam ve Kenan Beldelerinden müracaat edenlere dengeli ve adilane yardım eder Hz. Yusuf’un kardeşleri de kıtlıktan etkilenmişler. Mısır vezirinin zahire dağıttığını duymuş ve Mısır’a varıp Hz. Yusuf’un huzuruna çıkmışlar. Hz. Yusuf a.s kardeşlerini tanıdığı halde kardeşleri Hz. Yusuf  a.s ‘ tanımamışlar. Çünkü genç iken ayrıldıkları Hz. Yusuf a.s 40 senelik zindan hayatı ile değişmişti. Hz. Yusuf onlara ana baba bir kardeşinin getirilmesini tembihler  ve gelmezse başka zahire vermeyeceğini bildirdi. Hz. Yusuf a.s hizmetkarlarına emir verdi ki “onların sermayelerini yüklerinin içine koy umulur ki geri döneceklerdir.” Der. Kardeşler babalarının yanına döndükleri zaman mısır maliye nazırının sözlerini aktarıp “kardeşimiz Bünyamin’i bize vermezsen ve bizde götüremez isek  bir daha zahire alamayız hal bu ise ihtiyacımız  var” dediler. Hz. Yakup ise size daha önce güvendim ve Yusuf’umu verdim şimdi nerde .Ben size güvenmiyorum. en hayırlısı saklayıcı ve merhamet edenlerin en hayırlısı olan Allah u  Tealadır.İnsan her işinde muvaffakiyet elde edebilmesi için  Cenabi-ı Hakka iltica etmelidir. Bu arada yüklerinin açılıp paralarının iade edildiğini gören kardeşler elleri kuvvetlenmiş olarak babalarından kardeşlerinin verilmesi karşılığında  daha bol zahire ile döneceklerini  söylerler.  babaları Allah’a yeminle kendilerine teminat vermedikçe Bünyamin’i onlara vermeyeceğini söyler. Yakup a.s  oğullarına tembihle derki  mısıra birlikte  “ Bir kapıdan girmeyin ayrı ayrı kapılardan girin  çünkü  Yakup a.s oğulları çok güzelmiş .Bu yüzden isabeti ayne ( nazar değmesi ) tehlikesinden korktuğu için ayrı ayrı kapılardan girmesini tembihler. İsabeti ayine mühim bir tehlikedir Nitekim Hz. Peygamber a.s   göz değmesi haktır buyurarak   torunları Hasan ve Hüseyin için duasında “ikinizi de Allah’ın ayetleri ile şeytandan yılan akrep gibi mzır hayvanlardan ve bir kötü bakışlı gözden dolayı Allah’ın hıfz u himayesine havale ederim ”buyururdu. Hz .Yakup’un oğulları Mısıra ayrı ayrı kapılardan girdiler Hz. Yusuf anadan ve babadan bir kardeşini yanına alarak ona dedi ki “ şüphe yok ki ben senin kardeşinim ağabeylerimin ban yaptıklarından mahzun olma bu bir Takdir-i İlahi idi Tahakkuk etti. Şimdi ben seni bir vesile ile yanımda koyacağım bundan dolayı üzülme neticesi pek güzel olacak” dedi. Yükleri hazırlatıp Bünyamin’in yükünün altına  altın maşrapayı gizletti ve yolcu etti. Arkadan bir vazifeli “ey kervan durun siz hırsızlardansınız” diye bağırdı. Kervan döndü ve “hangi şeyi arıyorsunuz ”diye sordular .münadi ise  hükümdarın su kabını dedi Kervan “ Bizde yok biz fesat çıkarmaya gelmedik” dediler. münadi bulunursa cezası ne olur sorusuna kervan bulunursa  kimden çıkarsa  o köle olarak kalır dediler. Vaktaki Hz. Yusuf’un gözetiminde  yükler  arandı ve Bünyamin’in yükünden su kabı çıktı .Diğer kardeşler dediler ki “onun bir kardeşi de  daha evvel çalmıştı.

Kardeşleri dediler ki “Ey Aziz bunun bir ihtiyar babası vardır bizden birini al” ve bunayanını bırak .

Hz Yusuf ise “Biz malımızı yanında bulduğumuzu alırız” dedi. Hz.Yusuf açıkça kendisi hakkında hırsızlık ithamında bulunanların suçlarını yüzlerine vurmadı ve bunu onlara açıklamadı. Kardeşlerinin Hz. Yusuf hakkında hırsızlık olarak gördükleri şey ise Hz. Yusuf’un annesi ölünce halası onu yanına alır ve çok sever. Hz. Yakup masum evladını geriye  yanına almak isteyince halası bir hile düşünür .Kendisine ait kemeri Yusuf  un vücuduna bağlar .Daha sonrada “ kemerim kayboldu” der .Aranan kemer Hz. Yusuf’un vücuduna bağlı bulunur. Kemer vücudunda bağlı bulunan Hz. Yusuf’u babası bir sene daha halasının yanında bırakır. Bu mesele bir hırsızlık meselesi olmayıp bir Yusuf’u yanında tutmak isteyen halasının hilesidir. Bunu vesile yaparak kardeşleri Hz. Yusuf’a hırsızlıkla itham etmiştir. Büyük abisi mısırda kalmayı tercih eder. Babasına söyleyecek bir özür bulamayacağı için dönmez. Diğer kardeşleri de büyük bir mezuniyet ve mahcubiyetle babalarına dönerler.
Buradaki hissemiz;

Hz. Yusuf bir vahye istinaden ilahi ruhsatla yaptığı bu muamelede (Başına gelen her şeyde bir hayır var) kuralı ile kardeşlerinin mahcubiyetleri onların  kefaretleri olacağına  , Yakup a.s  içinde gelecekte nice makamlara vesile olacağına inanır. Nihayet kardeşler babalarına dönerler büyük bir mezuniyetle Bünyamin’in hırsızlık yapıp vezir tarafından alı konulduğunu Ağabeylerininde buna bedel gelmediğini , inanmazsa şehir alisine sorması teminatı ile durumu özetlediler.

Babası Hz Yakup ise Bünyamin’in hırsızlık yapacak bir fıtrata sahip olmadığını , ama kendilerinin nefislerinin kurup süslediği şeyleri kendisine söylediklerini  söyler ve “ Bana düşen güzel bir sabırdır” buyurur ve onlardan yüz çevirir. Hz.Yakub hiçbir zaman Allah’tan yüz çevirmez ve üç evladının da kendisine kavuşacağına olan inanç ve ümidini kesmez. Halini ancak Allah’a arz eder. Hatta göz yaşlarını bile gizlice akıtır. Öyle ki gözleri artık görmeyecek noktaya gelir. Yusuf’un gömleğini gözlerine sürer ve yaşlarını siler. Buda Allah’ın izni ile gözlerinin açılmasına vesile olur. Hz. Yakup oğullarını tembihler ve tekrar mısıra gönderir. Kardeşler Hz. Yusuf’un huzurunda ona babaları başta olmak üzere ailenin perişan olduğunu kardeşlerini iade edip onları bu sıkıntıdan kurtarması için yalvarırlar. Hz. Yusuf onlara nasihat kabilinden derki “Siz gençliğinizde cehaletle amel edip kardeşiniz Yusuf’u kuyuya attınız. Sonra bulup köle diye sattınız. Bünyamin’e nice kötülük ve hırsızlık ithamında bulundunuz” . Onları bir nevi tövbeye davet etti. Yusuf’un fesih lisanı güzel yüzü ve diğer alametlerine bakarak kardeşleri Yusuf’u tanıdılar ve dediler ki “ Sen Yusuf musun  Oda  Evet ben Yusuf’um buda benim ana baba bir kardeşim Bünyamin’dir. Buradaki hissemiz Hz. Yusuf bunca sıkıntılara tahammül göstermiş ve ellerini hiçbir zaman bedduaya açmamıştır.

Hep  dua tariki ile Hz. Allah’a halini arz eylemiş .Nefsani bir yola tevessül  etmemiştir. senelerce muhterem pederinden ayrı kalmış.

Netice itibarı ile fırsat ve imkan eline geçmesine rağmen kendisine zulmedenlere büyük ihsanlarda bulunmuş. Hz. Yusuf kardeşleri ile tanışma faslı ve sonrası hiçbir zaman onları yaptıkları karşısında töhmete düşündürecek harekette bulunmadı ve hatta gömleğini onlara vererek “Babam bunu yüzüne sürsün gözleri açılır dedi. Ve bütün aileyi mısıra davet etti .Kardeşleri ise itirafta bulunup methi  Sena ile özür dilediler.  Hz. Yusuf’un kardeşleri mısırdan çıkıp Kenan’a doğru yola çıkmışlardı. 8 günlük yol mesafesinden Hz. Yakup “ben Yusuf’umun kokusunu alıyorum” dedi. Oğullarının getirdikleri gömlekle bir mucize eseri Hz. Yakup  a.s’ın gözlerinin tamamı açıldı.

Babalarına “Ey babamız bizim için günahlarımız hakkında  istiğfarda bulun” dediler. Hz. Yakup “Rabbimden sizin için istiğfarda bulunacağım” dedi. Velhasıl o Peygamber oğulları hakkında istiğfarda bulunmuş ve bütün oğullarının af olunduklarına dair kendisine Vahy-i Subranı tecelli etmiştir.

Buradaki bize yansıyan;

1-Hz.Peygamberimiz buyuruyor ki “Anne babanın evlatlarına duası bir peygamberin ümmetine duası mesabesindedir”. Deniliyor ki Hz. Yakup a.s’ın oğullarına yakında size dua eteğim demesi  Teveccüh namazından sonra edeceğine işarettir.

2-Hadis-i Şerifte “Bir kul günahını itiraf eder sonrada tövbe ederse Allah Teala’da onun tövbesini kabul eder. Buyruluyor.

Burada bu iki kaynağın ittifakı ile Yakup a.s’ın oğulları affedildi. Hz. Yusuf’un daveti üzerine Yakup a.s oğullarını toplayarak ( 72 erkek ve o kadarda kadınla ) Mısır’a ulaştılar. Yusuf a.s Mısır’ın dışına çıkarak kendilerinin karşıladı. Hz. Yakup Yusuf a.s’un annesinin ölümünden sonra teyzesi ile evlenmişti. Hz. Yusuf  ana makamında teyzesi ve babasını sarayda yüksek kürsüde ağırladı ve hepsi birden şükür secdesine kapandılar. Bir mümin mazhar olduğu nimet mukabilinde nimeti  veren Hz Allah’a teşekkür etmesi gerektiğini öğreniyoruz. Yusuf a.s babasına dedikti “Ey pederim işte sizin bu şükür secdesine kapanmanız benim gördüğüm rüyamın tevilidir. Çünkü benim için secdeye kapandınız”. Bu buluşmadan sonra Yusuf a.s Mevla’ya şöyle yalvardı “Ya RABBİ muhakkakı sen bana mülkünden verdin. Mısır gibi bir ülkenin nazırı kıldın ve hadiselerin bir kısmının tevilini bana öğrettin”.(Zindandan çıkmasına vesile olan rüya tabiri gibi). “Ey göklerin ve yerin halik ı benim dünyada da ahirette  Veliyi nimetim sensin. Beni Müslüman olarak öldür ve beni Salihlere kavuştur ”diye dua etti.Hz.Yusuf’un duası müstecap oldu ve babasının vefatından sonra 23 yıl daha mısırda kalıp 92 yaşında vefat etmiştir.

ÖZET:

Yusuf Suresinin son ayetiyle bağlıyoruz. “Muhakkak ki onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır”Bu ibretli kıssadan alacağımız bir çok hisse vardır.Bir kısmını bu yazı içerisinde arz etmeye çalıştım. Rabbim gönüllerimizde tesirini istifade olarak nasip eylesin.

Alacağımız diğer dersler;

1-Hz.Yusuf’a kır yolculuğunda başlayan eziyet kıyıya atılıp daha sonra tekrar köle olarak satılması, bütün bu sahnelerde Sabır ve teslimiyetten ayrılıp ye’se düşmedi. Teslimiyet teslimiyeti getirdi. Hz. İbrahim oğlu İsmail ile Teslim oldu. Onlara bir koç teslim edildi. Hz.Yusuf’un teslimiyeti ona mısır vezirliğinin teslimiyetini sağladı.

2-Nefsin en güçlü anında bile arz edilen imkan ve fırsatlara karşı “Allah’a sığınırım deyip” nefsine mahkum olmadı ve bu uğurda ödenecek bedeli de ödedi ve ruhsat vermedi.

3-Dininin mensubu olarak mensubu olduğu dini tam temsil etti. Din adına insanları iknada gereğini yaptı. Rüya Tabiri de bunlardandı.

4-Allah’a teslimiyette ufak bir zelle ki hükümdara haber gönderip halini ona arz etme, buna mukabil Allah onu zindanda 6 sene daha kalmasına hükmetti.

5-Hz.Yusuf kendisine en yakınları tarafından yapılan bu zulümler , karşılaştığı bunca zulümler karşısında hiçbir zaman Rahmet-i Rahmandan ümidini kesmedi.

6-Güç ve nimet elinde iken hep adilane davrandı.

7-Zulüm edenleri karşısında mağdur görünce nefsi değil ilahi ahlak ve merhametle intikam almak değil insan kazanmak üzere davrandı.

8-Netice olarak Sabır ve teslimiyet kanatları ile kuyudan uçup saraya yerleşme vakası akıl sahipleri için birer rehber oldu ve en son mesajı Hz.Yusuf kardeşleri ile bir gün yemekte yarısı sağ tarafında yarısı sol tarafında kendiside ortada  olmak üzere her iki tarafa baktı ve kardeşlerinin yüzlerini kızarmış, başlarını öne eyik görünce asıl mesajını verdi. “ Deki kafalarınızı kaldırın Ey  yakub Oğulları ben her ne kadar Mısırda vezir isem de bu millet bana köle diye bakıyor. Çünkü buraya kuyudan geldim. Siz her ne kadar geçıçı fakr-u zaruret yaşadınız isede bu millet size tarihten gelen şan ve şerefinizle Yakub Oğulları diye bakıyor.” Bu bizim için geçerli bir örnektir.

Geçmişi her türlü  zulüm ve zilletle dolu olup bugün süper diye kendilerini arz edenlere bakmayın. Bizim asırlarca İslam’a ve insan lığa hizmetleri ile şereflendirdiğimiz Ecdadımız var. Onlara bakıp yeniden dirilişe Merhaba demek dilek ve temennimiz ile Allah’ Emanet olun

Mustafa Tavus

Pınarbaşı Köyü Kız Kur’an  Kurs  Yöneticisi

Tarih: 08 Ekim 2016

Related posts

Mustafa TAVUS: Muhasebe

Editor

Mustafa TAVUS: Zilhicce Ayının İlk On Günün Bereketi

Editor

Mustafa TAVUS: İslamda Ticaret Anlayışı

Admin