Yaradılışın gayesi Allah’a ibadet olan insanoğlu bir kudrete inanma ve ona ibadet etme ihtiyacını hisseder. Bu ihtiyaç fıtrattan kaynaklanır. İnanmak insanın varlık şartıdır. İnsanın fıtratında var olan ihtiyacın gereğini yaşamasına da ibadet denilmektedir. Cenab-ı Mevla, Kur-an’ı Kerim Hac suresi 67. ayette şöyle buyurur; “Biz her ümmet için uygulayacağı bir ibadet yolu verdik. O halde din işinde seninle asla çekişmesinler.” İbadet ihtiyacı inanın maya-i asliyesinde var olduğu böylece vurgulanmaktadır.
İbadetler içerisinde en anlamlılarından ve en çok göze çarpanlarından biri de kurbandır. Kurban hemen hemen bütün dinlerde yer alan yaygın bir ibadettir. Cenab-ı Hak yine Hac Suresi 34. Ayette şöyle buyuruyor; “Her ümmet için Allahın kendilerine rızk olarak verdiği hayvanlar üzerinde ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnızca ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele.” Kurban Allah ile kulun gönül ilişkisinin göstergesidir. Kurban vıkayı tedbirlerle korunmanın temel şartıdır. Hac Suresi 37. Ayette ise Cenab-ı Hak; “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz fakat ona sizin takvanız (Allaha karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız, iyilik edenleri müjdele.” buyurmaktadır. Ayetin işareti ile kurban, insanlık için büyük bir sigortadır. Kurban, çoluk çocuk aile fertleri için emniyet kemeri konumundadır. Kurban iyiliklerin hayata intikalinde bir köprüdür. Kurban insanın kendisi için kıymetli gördüğü şeyi vererek gönül dünyasında bu eylem sebebi ile mutluluğa ulaşma adıdır. Kurban sene boyu insanın huzuru için enerji deposudur.
Hanefi mezhebine göre kurban kesmek vaciptir. Buna göre kesecek kadar zenginliğe sahip olmayandan kesme mesuliyeti kalkar. Kurbanda kan akıtma hedeflenmiştir. Çünkü islam’a göre kurban kesme vacip, et dağıtmak sünnettir. Burada insanlığa verilen mesaj, insanın vahşi duygularını terapi etme adına akan kandan tiksinip kan akıtmama yönündeki tedavisini sağlamış olur. Bunun için kurbanı bizzat sahibinin kesmesi, yapamayacaksa başında bulunması tavsiye edilmiştir. Kurban kesmek akacak kandan ders alarak, ölüm anını hatırlatmaya yöneliktir. Kurban hadisesi Hz. İbrahim ile Hz. İsmail A.S. hatıratının yansımasıdır. Kurban insanlık tarihi ile başlar. Bu nedenle akan kan insanlığın kurtuluşuna dek hediyedir. Hediyeler ise hayatta samimiliğe ve zevke dönüşür. İslam emrettiği şeyin muhataplarının bilinçaltı faaliyetlerini terapi ile tedavi eder. Bunun için mükemmel imana sahip olan mükemmel olur. Hz. Peygamber A.S. şöyle buyuruyor; “Ey insanlar, kurban kesiniz. Kanlarıyla Allah’tan sevap isteyip umunuz. Çünkü kurban kanı yere düşse de hakikatte Allah’ın (C.C.) himayesindedir.”
Kurban hakkında Hz. Üstaz Süleyman Efendi hazretlerinin beyanı şöyledir;
1) Kurban gadabı ilahiyeyi söndürür.
2) Harp ve darplere mani olur.
3) Rizai ilahiyenin tecellisine vesile olur.
4) Kesenin niyetinde; “Allah’ım kestiğim kurbanın ağzı ağzıma, kulağı kulağıma, gözü gözüme, bütün organları ve mafsallarıma sıhhat, afiyet ve kurtuluş için kesiyorum” demesi tavsiye edilir.
Milli atamız Hz. İbrahim’in kalbini irfana, ağzını burhana, malını ihsana, nefsini nirana, oğlunu kurbana teslim ederek o noktadan bize intikal eden güzel hatıratı yaşamayı ve ömür boyu kurban kesme imkanına sahip olmayı Allah (C.C.) her birimize nasip eylesin.
Mustafa TAVUS
T.C. Rize Müftülüğü Pınarbaşı Köyü Kız Kur’an Kursu